Futbol Tutkusu Engelleri Aştı
Futbol Tutkusu Engelleri Aştı , Oğuzhan Yokuş… Futbola kendini adayan ve sadece hedefine odaklanarak sayısız başarılar elde eden bir futbolcu, gol kralı, spor yorumcu… Her şeyin ötesinde hayatını dolu dolu yaşayan başarı avcısı bir genç!
20 Yaşında futbolla tanıştınız. Sizi bu spora iten neydi?
Küçüklükten beri futbolla ilgileniyordum futbola başlamam bu anlamda benim için kolay oldu. Sadece kör futbolunun belli zorlukları var bunlardan
biri kalabalık ve çok fazla sertlik bulunmasıydı bu yüzden çok soğuktum. Fakat arkadaşlarım ve bazı antrenörler benim bu işi çok iyi yapabileceğimi
söylediler ve 2016 Rio Olimpiyatları benim için ışık oldu. Çünkü kendi milli takımımızı izleyince gerçekten bu işi yapabileceğimi ve oralara gittiğim zaman ne kadar gururlu olacağımı ne kadar büyük şeyler istediğimi anladım. Sonrasında da kesin olarak başlamaya karar verdim.
Görme engelliler futbolunda birçok başarı elde ettiniz, bunlardan bahseder misiniz?
2016’da Türkiye’de oynadığımız Görme Engelliler Spor Federasyonu’nun düzenlediği en alt ligde şampiyon olarak madalyamı kazandım. Sonrasında 2017 ve 2018 yıllarında 1. ligde oynadım. Milli takım kampına da o zaman gitmeye başladım. 2019 yılı benim için milat oldu. Çünkü 2019’da Uluslararası Kör Futbolu Ankara Şampiyonası’nda En İyi Genç Oyuncu oldum; dört maçta altı gol attım gerçekten iyi bir performansım vardı. İngiliz hocamız da benim mutlaka Avrupa şampiyonasına gelmemi ve bu ülke için bir şeyler yapabileceğimi söyledi. Yani bu anlamda bir potansiyel gördü. Sonrasında İtalya’nın Roma kentinde düzenlenen Avrupa Şampiyonası’na gittik orada takım halinde dördüncü olduk. Maalesef onun kotasını alamadık ama benim için çok ciddi bir tecrübe olmuştu. İzmir Çağdaş Görmeyenler Spor Kulübü’ne transfer oldum.
Pandemiden dolayı o sezonu boş geçtik ama 2021 yılında ligde şampiyon olduk ve yedi yıllık bir şampiyonluk hasretine son veren takım olduk. 2021 yılında Belçika’dan bir turnuva için daveti aldım. İtalya’dan sonra hem En İyi Oyuncu seçildim hem de gol kralı oldum. 2022 İtalya’da düzenlenen müsabakada milli takım olarak Avrupa ikincisi olduk. 2023 Dünya Şampiyonası ve 2024 Paris Paralimpik oyunları kotasını aldık. Türkiye liginde Gol krallığında da 18 gol ile 2. oldum. özellikle bu anlamda gelişim kaydetmeye başlamam rakamını yukarı çıkması beni tabii ki ayrıca mutlu ediyor. Almanya’nın Borussia Dortmund takımına transfer oldum ama oynamıyorum artık. Türkiye’de de halen İzmir Çağdaş Görmeyenler Spor Kulübü’nde oynuyorum.
Takım başarısından ziyade bireysel başarılarınız da var. Bahseder misiniz?
Bireysel olarak 2013’te Türkiye Görme Engeller Spor Federasyonu’nun düzenlediği Türkiye Atletizm Şampiyonası’na katılmıştım orada 100 ve 200 metre kategorilerinde Türkiye 3.sü, 1500’de 6. olmuştum. Bir atlet olamayacağımı düşünüyorum ama sonrasında futbola başlayınca bireysel
ödüller kısmında önemli olduğuna karar verdim. 2016’da oynadığım Konya Yükselme Ligi’nde en iyi oyuncu olarak seçilmiştim. 2019’da En İyi
Genç Oyuncu seçildim uluslararası Ankara Kör Futbol Şampiyonası’nda 2021 İtalya Sanremo turnuvasının En İyi Oyuncusu ve gol kralı oldum. Bunlar benim bireysel olarak kazandığım ödüllerim ancak tabii bunları kazanırken takımımın yardımı sayesinde olduğunu da belirtmen gerekir.
Görme engelli futbolunun işleyişi, puanlama sistemi ve şampiyonluk kriterleri nelerdir?
Görme engelliler futbolu 2007’de Türkiye’ye geldi ve 2011 Avrupa Şampiyonası’ndan itibaren düzenli olarak turnuvalara katılmaya başladık.
2012 Londra Olimpiyatları maalesef çok kötü geçti, 2013 Avrupa üçüncülüğü, 2015 Avrupa şampiyonu, 2016 Olimpiyat beşinciliği, 2017 Avrupa beşinciliği 2019 Avrupa dördüncü ve son olarak benim de içinde bulunduğum 2022 Avrupa ikinciliğiyle aslında başarıyı çok da yukarıya çıkardık. İşleyiş kısmı Türkiye’de üç alana ayrılıyor; birinci ligde 10 takım, ikinci ligde 8 takım var. Üçüncü lig de yükselme ligi olarak geçiyor; bu ligler başlamadan önce özellikle yükselme ligine başvuru sayısına göre takımlar belirleniyor. Maçlarımız on beşer dakikadan 2 devre olarak toplam 30 dakika oynanıyor. Basketbol gibi değerlendirilebilir çünkü top oyundan her çıktığı zaman süre durur dört tane takım faulü olur, her takımın her devrede ve bu dört faulden sonra penaltı atışları mutlaka olur. Basketboldaki faul hakkı doldurduktan sonra serbest atışa gidilmesi gibi düşünebilirsiniz; 40’a 20 metre uzunluğunda ve genişliğinde saha boyutları mevcut.
Oynadığımız topun içinde zil var top her hareket ettiğinde ses çıkarıyor ve oyuncunun topu duymasında yeterli oluyor. Topun ağırlığı yaklaşık 530 gram oluyor hem kalelerin arkasında hem de orta saha bölgesine yakın yerlerinde ve kale arkasında her iki takımda iki yönlendirici, oyuncuyu koordine etmek için bulunmakta. Penaltılarımız 6 metre, 8 metre olarak mevcut. Bunu hentbol ve salon futbolundan da uyarlayabilirsiniz ceza alanı içinde yapılan her faul 6 metre penaltısı olarak değerlendirilir. Faul hakkı doldurulduktan sonra kullanılan her penaltı ise 8 metre penaltısından oluşur. Liglerimizde şampiyonluk deplasmanlı lig olarak oynadığımız için içeride ve dışarıda oynadığımız 18 maç üzerinden şekilleniyor. Geçen yıl 14 maç oynamıştık ligimizi çünkü 8 takım vardı. Bu yıl ise 10 takım olacağı için 18 maç oynayacağız. Galibiyete 3 puan beraberliklere 1 puan ve mağlubiyette tabii ki puan verilmiyor. Her takım 5 kişiden oluşur ve kalecilerimizin hiçbir engel yoktur yani onlar gören sporculardır. Her iki takımın da her iki devrede birer tane mola hakkı mevcuttur. B1 kategorisi hiç görmeyen anlamına gelir ve bu futbolda oynayan sporcuların hiç görmemesi veya en fazla ışığı görmesi gerekir bu yüzden durumu eşitlemek adına her sporcu mutlaka göz maskesi kullanmak zorundadır.
Türkiye’nin tek görme engelli futbol yorumcusu olduğunuzu söylediniz. Dezavantajları nelerdir?
İnsanlar normal hayata bile bizim adapte olamayacağımızı düşünürken aslında ben biraz daha fazlasını yapmak istiyormuşum gibi gözüküyor. Aslında durum böyle değil, çünkü ben küçüklükten beri futbol ile yatıp kalkan bir insanım, hayalim her zaman iyi bir futbol yorumcusu olmaktı. Bunun olamayacağını düşünüyordum engelimden dolayı ama 2018 Dünya Kupası’nda bağlandığım bir radyo programda benim yorumcum olur musun teklifini alınca gerçekten çok şaşırdım kör olduğumu bunun nasıl olacağını söylediğimde bu problem değil ama sadece sana para veremeyiz dediler. Paranın da benim için bir önemi yoktu çünkü benim hayalim gerçeğe dönüşüyordu ben o günden beri en çok dinlenen spor radyosu Radyo Spor’da zaman zaman TRT Radyo1’de ve bazı YouTube platformlarına yorumcu olarak katılım sağlamakta ve katkı vermekteyim. Evet, hiç bu işten para kazanmadım. Evet, hala bu işi yapamayacağıma birçok insan inanıyor maalesef ama ben hala yapabiliyorum. Ve bir şeyleri değiştirebileceğimi biliyorum; çünkü futbolu okurken futbolu dinlerken çok zevk alıyorum.
Emek vermek, gecemi gündüzüme katmak benim için çok daha kolay oluyor yani futbol benden bazı şeyleri götürdü mü getirdi mi tartışmalarını yaparken hep bana bir şeyler kattığı kısmı ile ilgilenmeye çalışıyorum. İnsanların benim bu işi nasıl yapabildiğimi futbolu nasıl dinleyebildiğimi sordukları zaman işin taktiksel boyutunu hocaların oyun stratejilerini futbolcunun oyun stillerini ve maç sonu çıkan istatistikleri birleştirip yorum yapmaya çalışıyorum. Üstelik ben de sahanın içinden geldiğim için daha rahat empati yapabiliyorum. Bu da benim yorumlarımın ortaya çıkmasına neden oluyor. Özellikle lobinin ya da referansın çok önemli olduğu ülkemizde herhangi bir lobimin olmamasının referansımın olmamasının dezavantajını yaşıyorum. Engelim önüme bu alanlarda çıkıyor çünkü ben hiçbir zaman görme engelimden şikayet eden ya da isyan eden biri olmadım. Sadece bu zorlukları aşmak ya da önüme çıkan bu gereksiz durumlarla uğraşmak bana zaman kaybettiriyor. Bu da bu ülkeye hizmet eden milli bir futbolcu olarak beni üzen nedenlerden biri oldu.
Dönüm noktam diyebileceğiniz bir olay var mı?
12 yaşında bir göz ameliyatı olmuştum o göz ameliyatında fazla narkoz verilmesinden ötürü kalbim durmuştu. Hayata döndükten sonra hayatıma normal bir şekilde devam ediyor olmam çok büyük bir kırılma noktası benim için. 2019 Avrupa Şampiyonası’nda oynadıktan sonra bu işi çok iyi yapabileceğini görüp devam edip kendimi geliştirmeye devam ettim. Sonrasında 2022 Avrupa Şampiyonası’nda grup sürecinde oynadığımız ve maalesef kaybettiğimiz Fransa maçında antrenörlerin yenilgiye benim sebep olduğumu ima ettiklerini hissetmiştim. Mücadele etmediğimi korkakça oynadığımı bazı hocalarımdan duymuştum o günden sonra karşındaki rakibi gerçekten hırpalayarak oynayacağıma kendime söz verdim. Türkiye’ye dönüp ligimiz başladıktan sonra ikili mücadele kazanma oranlarımın ciddi şekilde arttı ve belki bu sayede kariyerimin en gollü sezonunu geçirdim. 18 gol ile…Yani Fransa maçı benim için artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir maçtı bir dönüm noktasıydı diyebilirim.
“Sadece Bazen Yardıma İhtiyaç Duyuyoruz.”
Size göre toplum olarak farkındalığımızı artırmak için neler yapabiliriz?
Örneğin gündelik bir hayattan örnek vermem gerekirse otobüsler çok sık kullanıyoruz ama çoğu otobüste sesli anons sistemi olmadığı için biz sürekli insanlara şuraya geldik mi buraya geldik mi ya da bu buradan geçer mi durumunu sormak zorunda kalıyoruz. Bu sorulara cevap alamadığım zaman veya yanlış cevap aldığımız zaman gidebildiğimiz yerlere gidemiyor ya da yanlış yerlerde iniyoruz. Bu durumun 2023 yılında dahi çözülememiş olması gerçekten bizi çok üzüyor yollar veya kaldırımlar tamamen sorun bazen öyle kaldırımlar oluyor ki yerde kullanılan bastonu bırakın havadaki engele kafamız gözümüz veya yüzümüz çarpabiliyor. Bu konuda empati yapılması ve bilinçli davranılması gerekiyor. Yapılan yanlışların nereye neye mahal olabileceğini iyi hesaplamak gerekiyor. Örneğin sarı çizgilerin yapıldığı yerlerde sarı çizgilerin üstüne engellerin konulmaması veya sarı çizgilerin bittiği noktada karşımıza engellerin çıkmaması gerekiyor. Bu kulağa garip gelebilir ama sarı çizginin bittiği yerde bazen duvarla bazen bir çukurla karşılaşıyoruz özellikle sokakların daha güvenli hale getirilmesi gerekiyor. Engel gruplarının tamamı için bunu söylüyorum çünkü Türkiye’de çok ciddi bir engelli nüfusu var yaklaşık %18’lik bir nüfustan bahsediyoruz…
Gece yürürken ya da çok ıssız bir yerde yürürken güvenli hissetmemiz gerekiyor bunun için alınacak önlemlerin başında sosyal devletin ilçeleri gelmekte. Özellikle köpekler sorun demeyeceğim çünkü aslında hepimizin en büyük dostları onlar bu şekilde söylendiğinde yanlış anlaşılıyor ama bizim ıssız yerlerde veya çok fazla köpeğin olduğu yerden geçerken kullandığımız baston onlar için bir tehdit oluşturabiliyor. Her ne kadar biz onlar için bir tehdit oluşturmasak da bu yüzden özellikle yerel yönetimlerin bu konuda ciddi şekilde önlemler alması gerekiyor. İş hayatına gelecek olursak herkes gibi biz de aslında vergimizi veren insanlarız çalıştığımız yerlerde doğal olarak aynı koşullarda ve aynı eşitlikte yer almamız gerekir burada haktan bahsetmiyorum; konu tamamen bakış açısı. Sen şunu yapabilir misin sen bunu yapabilir misin veya bir iş yerine geldiğimizde o iş yerinin amirinin ya da müdürünün bu işten rahatsız olduğunu çokça dile getirildiğini biliyorum ve duyuyorum. Birçok müdür ya da yetkili, bir engellinin bir şey yapamayacağını ve onun için o iş yeri için yük olduğunu düşünüyor. Bizde herkes gibi bazı noktalarda yardıma ihtiyaç duyuyoruz sadece bu kadar.
Mottom diyebileceğiniz söz ya da sözler var mı?
“Peşinden gidebilecek cesaretin varsa bütün her şey gerçek olabilir.” Bu söz benim için çok şey ifade ediyor çünkü hayallerimizin peşinden gittiğimiz zaman belki bu hayallerin çoğunu gerçekleştiremiyoruz ama en azından dönüp baktığımızda içimizde ukde kalmıyor. Ben bunun için çaba harcadım veya ben bunun için mücadele etmişim diyorsunuz bu insanın vicdanını rahatlatıyor. Öte taraftan gerçek olan küçük bir kısım oluyor tabii o gerçek olan da sizin bu hayattaki en güçlü motivasyonunuz oluyor. Sonunda başardıklarınızla gerçekleştirdiklerinizle en azından tecrübeli ve geleceğe umutlu ve daha mutlu bir şekilde bakabiliyorsunuz.
Enerjiniz çok yüksek… Motivasyon kaynağınız nedir?
En güçlü motivasyonum annem! Çünkü annem hep en iyi zamanlarımda ya da en kötü zamanlarımda en çok yanımda olan bana her zaman annelikten fazlasını yapan oldu. Hasta olduğumda ya da bir şeyleri başardığımda da hep kollarını açmış beni bekleyen oydu. Bununda yanı sıra Oscar Wilde’in bir sözü var: “Yirmi beşinde ölüp, ellisinde gömülenlerden olmayın.“ benim için çok önemlidir. Yaşarken mutlaka bir şeyler üretmek bir şeyler katarak bu dünyanın zevkine varmalıyız hem yaşamımızın daha güzelleşmesi için ne yapabilirizi hayal etmeliyiz hem de başkalarının hayatlarına ve yaşamlarını dokunmayı amaç edinmeliyiz. Bu şekilde bir üretim sağlayabiliriz. Üretmediğimiz her an bu dünyaya borçlu olduğumuz andır bence bu da çok güçlü bir tutkudan geliyor, yaşam tutkusu diyebiliriz bunun adına. Bunun da bende fazlasıyla olduğunu söyleyebilirim bazen ben de bardağın dolu tarafından bakamıyorum ama bardağın boş tarafına esir olmamak gerektiğini düşünüyorum. Hayatımızda çok fazla olumsuzluk veya negatif şeyler olabilir ama biz pozitif tarafını görmeliyiz ki bu pozitiflik bardağın diğer taraflarına daha fazla sirayet etsin. Hayal etmek benim için en önemli motivasyon kaynaklarından biri. Özellikle bende çok emeği olan kardeşimle bir şeyler hayal etmeyi, onunla bir şeyler paylaşmayı çok seviyorum. Bunun yanında dünyanın en iyi kör futbolcularından biri olmak, Türkiye’nin en iyi spor yorumcularından bir olmak benim gerçekten şu an en güçlü motivasyon kaynağım. Şu an önümüzde Dünya Kupası ve sonrasında Paris Paralimpik Oyunları var; ülkemi en iyi şekilde
temsil etmek en güçlü motivasyonum.
Tüm bu sıfatlardan öte aslında Oğuzhan Yokuş kimdir?
Ben yarınların her zaman daha güzel olabileceğini inanan bugünü de bu yüzden daha iyi geçiren bir gencim özellikle cumhuriyetimizin 100. yılına girmişken daha fazla okumayı daha fazla araştırmayı ve daha fazla bilim ile ilerlemeyi düşünen biriyim. Hepimiz, bize bırakılan mirası güzelleştirmeyi düşünmeliyiz bununla ilgili çalışmalıyız. Başkalarının hayatlarına başka gözlerle bakmak gerekiyor bazen, gördüğün şey tamam ile yanlış olabilir. Aslında öncelikle insanlarımızın tamamının ben de dahil aklımızın açık olması gerekiyor önce insanlarla ilgili empati yapabilmeyi; onların gözünden de hayata baka bilmeyi düşünmek zorundayız. Çünkü bazen gördüğümüzün arkasında çok daha büyük resimler olabilir.
Okurlarımıza bir mesaj vermenizi istesem?
Okurlarımıza mesajım, farkındalığı birlikte artırabileceğimizi söylemek olurdu. Çünkü bunu bir kör ya da birkaç kör yapamaz, mutlaka bizlere yardımcı olabilecek ve bu farkındalığı gerçekten anlamış toplulukla sonrasında da toplumla başarabiliriz. Futbolumuzun da bilinmediği aşikar bunun medya tarafı bir problem, pazarlama tarafı ise daha da büyük bir problem. Çünkü bir futbolcu sadece futbol oynayarak evine ekmek götüremez yani başka bir iş yapmak zorunda doğal olarak bir profesyonellikten söz edemeyiz. Ama amatör ruhla profesyonel bir şekilde yapılmaya çalışılan bir spordan bahsediyoruz bu yüzden bu sporun ve bu sporcuların farkındalığının oluşturulması adına yanımızda olan herkese şimdiden çok teşekkür ederim. Zamanını ayırıp bu hikayemi okumaya değer, paylaşılmaya değer bulan herkese sonsuz saygılar sunuyorum. Gamador Life’ın bana ulaşmış olmasından ötürü de gerçekten mutluyum. Bir yerlere ulaşan sesimizin olduğunu bilmek ve bu sesimizin birileri tarafından daha yüksek sesle dillendiriliyor olması da bir şeylerin düzelebileceği açısından benim için umut verici…