Dijital Paralara Dini ve Psikolojik Açıdan Bir Bakış
Dijital Paralara Dini ve Psikolojik Açıdan Bir Bakış, Dijital para kavramı fiziksel olarak bilinen paranın aksine gerçekte var olmayıp sanal ortamlarda kullanılan bir değer birimidir. Bu bakımdan dijital paralar insanların alışık olduğu fiziksel metanın yerine elektronik şifrelerle oluşturulan ve karşılıklı el değiştiren sanal ve itibari bir değeri getirmiştir.
Tarih boyunca para kavramının, uygulanan malın takas/trampa biçiminde el değişiminden başka şekillere bürünerek insanların ihtiyaçlarını gördüğü bir gerçektir. Dijital para diye isimlendirilen para birimi ise hem itibaridir hem de kıymet bakımından altın ve gümüşten ayrılmaktadır. Kripto para kavramı ise sanal ortamda oluşturduğu sistemle bilişim ve ekonominin ilgi alanıyla alakalı olduğu gibi din ve hukuk bilimleri tarafından da irdelenmeye muhtaç bir konudur.Değişen ve klasik olarak bilinen iktisadi durumun sanal bir evreye dönüştüğünde insan psikolojisini etkilediği bilinen bir gerçektir. Aynı şekilde ekonomi alanı kapsamında borsa, bankacılık, kredi gibi kavramlar yeni ortaya çıkan sanal para birimlerinden etkilenmektedir.
Bu durum da bu alanın hem İslam hukuku hem de insan psikolojisi açısından değerlendirmesini bir zaruret olarak ortaya koymaktadır. Çünkü bu para şekilleri, onların üretim tarzları ve riskleri Müslümanları ciddi anlamda tedirgin etmektedir. Meydana getirdiği kontrol edilmez boyutları ile güvensizlik oluşturmaktadır. Dolayısıyla günümüzde insanın en çok merak ettiği ve meşruiyetini tartıştığı kripto para ve blockchain teknolojisi kavramları ana hatlarıyla ele alınarak İslam dininin nasları ve psikoloji ilminin ölçütleriyle değerlendirilmesi bir zaruret olarak aciliyet arz etmektedir.
Kripto para kavramı ve sistemi yeni yüzyılda çıkan bir olgudur. Sistem ağı dünya ölçeğinde yayılıp geliştikçe İslam hukukçuları da bu alanı incelemektedir. Bu paralar üretim tarzı, arkasında duran yapılar ve taşıdıkları riskler bakımından dünya insanını ve Müslümanları ilgilendirmektedir. Nitekim küresel ekonomik ağ, bütün insanları etkilemektedir. Sınırsız ihtiyaçlara sınırlı imkânlar cevap vermekte zorlanmaktadır. Hız ve haz ekseninde hayatı ıskalamadan yaşamaya çalışan insanlar da bu yeni ekonomik alanlarla ilgilenmektedirler. Eskiden olmayıp günümüz dünyasında ortaya çıkan borsa, bankacılık ve kredi kavramları artık bütün insanların yaşam biçimlerini etkilemektedir.
Daha konforlu bir hayat isteyen bireyler para, kripto para ve blockchain teknolojisinin ürettiği bu yeni para değerleriyle oldukça ilgilenmektedir. Burada bir yandan ekonomik hayatı önemseyen Müslümanlar diğer yandan da dinin bu konuya bakışını merak edip önemsemektedirler. Bu açıdan bu konu bilişim ve ekonominin yanı sıra din ve hukuk bilimleri tarafından da irdelenmeyi gerekli kılmaktadır. Çünkü para kavramı ihtiyaç ve teknolojik gelişmelere bağlı kalarak tarihi süreçte değişime uğramıştır. Elektronik para kavramından sonra kripto para kavramı da dünyada artık yaygınlaşmaktadır. Toplumun değişim aracı olan para ve mal olgusunun yeni bir değerlendirmeyle ana/temel ve fer’i/tali naslar/deliller çerçevesinde ele alınması bu açıdan zorunlu bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kripto para, Blockchain şifreleme teknolojisiyle üretilmiş, bir kullanıcıdan ötekine doğrudan iletilmesi mümkün olan sanal paradır. Kriptoloji (cryptography, şifre bilimi) vasıtasıyla merkezî bir otoriteye ihtiyaç duymaksızın gerçekleştirilebileceğine dayanmaktadır. 2009 yılında gerçek kimliği bilinmeyen Satoshi Nakamoto isminde müstear bir ad kullanan kişi veya grup tarafından internet ortamında yayımlanan bir çalışma Bitcoin: Eşler Arası Elektronik Nakit Sistem, Kasım 2008 “ ile Bitcoin ilk defa tanıtılmış ve kullanıma açılmıştır. Bitcoin sanal para olarak ilk şöhretli para olmakla birlikte ilk sanal para değildir. İlk sanal para David Chaum tarafından 1990 yıllarında DigiCash olarak ekonomik dünyaya arz edilmiş ve 1998 yılında bir iflas hikâyesiyle ortadan kalkmıştır.
Ekonomi alanında yapılan tüm bu teknolojik gelişmeler hayatı daha fazla konforlu hale getirerek bireylere hızlı ve kolayca harcayabilecek bir limit oluşturma adına yapılmıştır. Temelinde, bir dünya para birimi oluşturma fikri var olmakla birlikte bu paralara kimse sınır koyamadan kullanım alanına açmak yatmaktadır. Bu fikir temelde hız ve haz odaklı insan psikolojisinin ürünü olarak da temellendirilebilir. Blockchain şifreleme teknolojisi ile üretilip sanal âlemde piyasaya sürülen birçok para birimi bulunmaktadır. Bunların ilki ve en yaygını Bitcoin olarak ön plana çıkmıştır.
Bitcoin en popüler ve işlem hacmi en fazla olduğu için ön plana çıkmıştır. Fakat iki bin beş yüze yakın kripto paradan söz edilmektedir. Bitcoin dışında Ethereum, XRP, Ripple, Bitcoin Cash, Cardano, Litecoin, Nem, Neo, Steller, IOTA, EOS, Monero gibi farklı isimler altında birçok kripto para ile piyasada sanal olarak işlem yapılmaktadır. Kripto paranın tercih edilmesinin sebepleri şu şekilde ifade edilmektedir: Zaman ve mekana bağlı olmaksızın, çok hızlı bir şekilde anlık olarak işlem ve transfer olanağını sağlaması, var olan bankacılık sisteminde daha fazla karmaşık, güvenli ve taklit edilemez bir altyapı ile çalışması, bu sisteme dahil olan kullanıcıların internet ağının bulunduğu her yerden erişim imkanı bulması, kişisel ve özel herhangi bir bilginin verilmemesi ya da buna ihtiyaç duyulmaması, yapılan işlemlerde herhangi bir alt veya üst sınır limit getirilmemesi, ekstra masraf ve ödeme gerektirmemesi bu alanın avantajları arasında sayılmaktadır.
İslami finansın gelişimiyle birlikte kripto para ve blockchain zincirini yok saymak hayatın gerçekleriyle uyuşmamaktadır. Devletin bu alanda gerekli hukuki düzenlemeyi yaparak maslahat ölçeğinde finans sistemine dâhil etmesi gerektiği kanaatindeyiz. Yoksa bu alanın içinde barındırdığı risk teorisi kazanç teorisinin önüne geçerek insan hayatını sonlandıran intihar olgusuna kadar götürmektedir. Çünkü yapılan bilimsel araştırmalarda belirsizlik insan psikolojisinde kaygıya sebep olmaktadır. Bu açıdan devletin para olgusuna dair yeni tanımlamalar yaparak, kanuni düzenlemeleri ilcât- zamana/zamanın gereklerine göre süratle hayata geçirmesi elzemdir. Nitekim para sadece cepteki para olarak değerlendirildiğinde çok dar bir alanda tanımlanacağı için onun tanımsal ve fonksiyonunu anlamayı zorlaştıracaktır.
Çünkü para takas sistemi ile sikkelere oradan da değerli madenlere evirilmiş ve banknot olarak tezahür etmiştir. İlk öce tapınaklarda emanet alınan paralar, günümüz modern bankacılığının ilk tezahürleri olarak görülmüş ve insanların talep, arzu ve ihtiraslarıyla zamanla sarraflar ve darphaneler bu işlevi görmüş ise de modern bankacılıkla para artık buralarda muhafaza edilmektedir. Tarihi süreçte para unsurunda yaşanan bu gelişmeler para kavramında bazı olumsuzluklar da meydana çıkarmıştır. Paranın tasarruf fonksiyonunun ortaya çıkması faiz olgusunu ortaya çıkarmıştır. Bu değerlendirmeler sonucunda görüyoruz ki İslam, hayatı bütün yönleriyle kuşattığı için sadece ibadet hayatına dair değil aynı şekilde sosyal, ekonomik ve kültürel hayata da bir nizam/düzen vermiştir. Bu bakımdan ortaya çıkan ihtiyaçlar, değişen para tanımları ve türleri yeni değerlendirmeleri yapmayı zorunlu kılmaktadır.