Mecraların Savaşı: Dijital mi Geleneksel mi?
Mecraların Savaşı: Dijital mi Geleneksel mi? İletişim denilince akla gelen isimlerin başında Marshall McLuhan yer alır. Yirminci yüzyılın önemli iletişimcilerinden olan Marshall McLuhan, “dünya global bir köydür” sözünü kullanan kişidir. Üstelik bu kavramı iletişim alanına kazandırdığında takvim yaprakları henüz 1960’lı yılları gösteriyordu. McLuhan, iletişim araçlarının gelişmesiyle dünyanın her yerindeki insanların birbirleriyle kolaylıkla iletişim kurabileceğini o yıllarda dile getirmiştir. Günümüz dünyasında mevcut iletişim kanallarının etkinliğini gördüğümüzde dünyanın global bir köy olduğu kavranın önemini daha iyi anlıyoruz.
Marshall McLuhan’a göre bir mesajdan daha önemli olan şey o mesajın iletildiği mecradır. Yani McLuhan diyor ki; bir mesaj hangi araçla iletiliyorsa etkinliği de ona göre farklılıklar gösterir. Bu tezlerin ortaya atıldığı 1960’lı yılların iletişim kanallarını düşündüğümüzde McLuhan’ın ne kadar öngörülü bir iletişimci olduğunu anlıyoruz. O yıllarda radyo ile televizyonun güç savaşı vardı. Geleneksel iletişim mecrası olan radyonun karşısına daha dijital bir platform olan televizyon rakip olarak çıkmıştı. Yazılı medyayı da eklediğimizde rekabetin sınırlı olduğu bir dönemden bahsediyoruz. Bugüne döndüğümüzde ise ringin her bir noktasından ayrı bir rakip çıkıyor. Mecra sayısı arttı, rekabet üst düzeye çıktı. Bir yandan geleneksel iletişim araçlarının ayakta kalma mücadelesi; diğer tarafta ise hayal gücünü zorlayan, sınırsız imkân ve olanaklar sunan dijital mecralar…
Mecraların Savaşı: Dijital mi Geleneksel mi? Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) 2022 yılında yayınladığı “Gençlerin Medya Kullanımı ve Dijital Okuryazarlık Araştırması” günümüz iletişim kanallarının potansiyelini gözler önüne seriyor. Özellikle gençlerin hedeflendiği araştırmanın sonuçları ilginç veriler sunuyor. Araştırmaya göre Türkiye’de her 10 gençten 9’u internet kullanıyor. Yine her 10 gençten 9’unun sosyal medya hesabı bulunuyor. Sosyo-ekonomik, dijital okuryazarlık ve ekran bağımlılığı düzeyi yüksek olanlar, internette daha çok vakit geçiriyor. Bu kişilerin çoğunluğunun günlük internet kullanım süresi ortalama 4 saati aşıyor. Oldukça yüksek bir rakam. Rakamlara baktığımızda iletişim mecralarının hedef kitlesinin büyüklüğünü milyarlarca insanı buluyor. Ortada büyük bir pasta var ve herkes bu pastadan pay almak istiyor. İşte burada da geleneksel medya ile dijital medyanın savaşı başlıyor. Televizyon, radyo, gazete ve dergiler ile billboardlar geleneksel medya sınıfına giriyor ve daha çok dijital olmayan reklam ve pazarlama yöntemlerini içeriyor. Video siteleri, web siteleri, arama motoru optimizasyonu, görüntülü reklamcılık, e-posta pazarlama ve sosyal medya ise dijital medya araçları arasında öne çıkıyor. Özellikle reklam-tanıtım çalışmaları yapacak olanların geleneksel ve dijital mecralar hakkında bilgi sahibi olması oldukça önemlidir.
Mecraların Savaşı
Peki dijital ve geleneksel mecraların avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Geleneksel medyada iletişim interaktif bir şekilde yürümüyor. Hedef kitlenin de sadece bir bölümüne erişiliyor. Geleneksel medyada geri bildirim süreci zaman alabiliyor. Burada iletişim tek taraflı olduğunu ve maliyetinin de dijital mecralara göre daha yüksek gerçekleştiğini deneyimliyoruz.
Dijital mecralar ise bilgisayar ve interneti kullanır. Bu yöntemde iletişim tek yönlü değil, çift yönlü olmaya başlar. İletişimin oldukça hızlı olduğu dijital mecralarda her türlü bilgi çok hızlı yayılır. Dijital mecraları öne çıkartan en önemli özelliği ise iletişimin daha özgür ve ölçülebilir olmasıdır. Geleneksel medya araçları üzerinden iletişim yürüten işletmelerin ulaşabileceği hedef kitle sınırlıyken yeni medya araçları üzerinden işletmelerin ulaşabileceği hedef kitle oldukça geniştir.
Dijital mecralar üzerinden yayımlanan içeriklerin ne kadar kişi tarafından görüntülendiği ne kadar kişiye ulaştığı ne kadar kişinin tıkladığı, kişilerin ne kadar ilgili içerikte zaman geçirdiği ve ilgili içeriğin sonuçları ve etkililiği analiz araçları sayesinde kolay bir şekilde ölçümlenebilmektedir.
Geleneksel ve dijital mecralar arasındaki önemli bir fark da zaman ve bütçe yönetimidir. Geleneksel mecralarda iletişim genellikle belirli bir zaman diliminde yürütülürken, dijital mecralar günün her saatinde iletişim faaliyetinde bulunabilir. Dijital mecralar üzerinden yürütülen iletişim ve reklam çalışmalarında işletmeler ne kadar bütçe ayırmaları gerektiğini öngörebilir. Bu da markaların bütçe yönetimine kolaylık sağlar.
Geleneksel mecralarda reklam ve tanıtım faaliyetlerinde seçenekler sınırlıyken dijital mecralarda ucu açık bir pazarlama stratejisi vardır. Markalar; arama motorları pazarlamasını kullanabilir, sosyal medyayı etkin kullanabilir, e-mail ve SMS yöntemiyle pazarlama yapabilir, influencer marketing ve affiliate marketing çalışmaları yapabilir. Kısacası geleneksel medya araçları üzerinden reklam ve pazarlama çalışmaları yapılırken işletmeler kısıtlı imkanlardan yararlanırken yeni medyada ise daha fazla aracı kullanarak reklam ve pazarlama çalışmalarını yapabilmektedir.