Enzo Ferrari’nin İnanılmaz Hikayesi
Enzo Ferrari, orta gelirli bir ailenin çocuğu olarak 1898’de İtalya’da dünyaya geldi. Mütevazi bir çocukluk geçiren Enzo Ferrari, 1916 yılında babasının ve abisinin 1. Dünya Savaşı için askere çağırılmasıyla henüz 17 yaşlarında hayata atılıp mücadele etmek zorunda kaldı. Enzo, bedensel bir engeli bulunduğu için askerlikten muaf tutulmuştu. Ancak bu bedensel engel onun sürekli karşısına çıkıyordu. Başvuru yaptığı işlerden ret cevabı alıyor, işe yaramayacağı düşüncesiyle dışlanıyordu.
Abisi ve babasının savaşta saldın sebebiyle hayatını kaybetmesi nedeniyle tek çocuk olarak annesine bakmak ve maddi anlamda evin yükünü omuzlamak için yeniden askere başvurular yaptı. Bu sefer cepheye alınan Enzo, cephede mücadele ettiği sırada tehlikeli bir hastalığın pençesine düşmüştü. Birçok kişiyi hayattan koparan bu hastalık karşısında hayatta kalmayı başaran Enzo, iki yıl sonra evine dönmeyi başardı.
Birinci Dünya Savaşı bitmiş İtalya ekonomisi en kötü günlerini yaşamaktadır. İşsizlik hat safhadadır. Bu yüzden Enzo ilk bulduğu işe girip bir otomobil fabrikasında çalışmaya başladı. Bedensel engeli yüzünden fazlaca zorbalığa maruz kalsa da yılmıyor aksine hırslanıyordu.
Yarış pilotu olmak, kimsenin yetişemeyeceği hızlı arabalar üretmek hayallerini süslüyordu. Yaşadığı tüm güçlüklere ve zorbalıklara rağmen hayallerini gerçekleştirmekle kalmayıp dünyanın en seçkin otomobil markalarından birinin de yaratıcısı olmuştu.
Enzo Ferrari’nin Alfa Romeo Yılları
Savaş sonrası diğer ülkeler gibi ekonomik durumu çöken İtalya’da işsizlik giderek artmıştı. Enzo da iş arayanlar arasında yer alırken kurduğu hayalleri de göz önüne alıyordu. Otomobil fabrikalarına başvurular yapıyor, test sürüşlerine katılıyordu. Bir süre sonra Vespa için test sürüşleri yapan Enzo, katıldığı yarışlarda dikkat çekmeye başlamıştı. 1920 yılına gelindiğinde Alfa Romeo için yarış pilotu olmuştu bile.
Tam bir hız tutkunu olan Enzo Ferrari, katıldığı yarışlarda yaptığı manevralar ve keskin virajlarda hızlı dönüşlerle herkesi büyülüyordu. Bu sayede çok kısa sürede en popüler yarışçılar arasında yerini almıştı.
1920’den 1932’ye kadar tam 12 yıl Alfa Romeo’nun yarış pilotu olarak çalışan Enzo Ferrari, oğlu Dino dünyaya geldikten sonra yarış pistlerini bıraktı ve zamanını otomobil fabrikası için harcamaya başladı. Ancak Alfa Romeo, Enzo’nun peşini bırakmaya pek razı değildi ve Enzo’nun üstün yeteneklerini genç kuşaklara aktarması için sportif direktörlüğü teklifinde bulundu. Enzo Ferrari bu teklifi kabul etti ve katıldıkları tüm yarışları kazandılar.
Bir zaman sonra Alfa Romeo’daki sportif direktörlük kariyerini noktalayan Enzo, doğduğu yer olan Modena’ya dönerek küçük bir atölye kurdu. Amacı kendi kullanacağı bir araba tasarlamaktı. Ancak İkinci Dünya Savaşı sırasında Modena bombalanmış, Ferrari de Modena’dan ayrılmak zorunda kalmıştı.
Bir Efsanenin Doğuşu: Ferrari
Modena’ya atılan bomba sonrasında atölyesi yıkılan Enzo Ferrari, Moranello’ya yerleşerek burada yeni bir atölye kurdu ve 1946 yılına gelindiğinde kendi adını taşıyan ilk arabasını tasarladı. Böylece tüm dünyada saygınlık kazanmış olan “Ferrari” markası kurulmuş oldu.
Ferrari öyle hızlı bir ivme yakalamıştı ki 1950 yılına gelindiğinde otomobil dünyasında zirveye yerleşmişti. 1951 yılında 14 yarış kazanan Ferrari ekibi, 1960 ve 1965 yılları arasında da 6 yıl üst üste Le Mans’ı kazandı. Ancak Ferrari’nin bu imparatorluğu Enzo’nun OĞLU Dino’yu kaybetmesiyle gerileme dönemine girdi.
Dino Ferrari’nin Ölümü
Katıldığı hemen her yarışı kazanan Ferrari, tüm dünya da tanınıyordu. Enzo Ferrari’nin hayalini kurduğu şeyler gerçekleşmiş tabiri caizse Ferrari markası altın çağını yaşamaktaydı. Ancak profesyonellikten uzak bir marka yönetimi anlayışı, Ferrari’nin finansal sorunlar yaşamasına yol açmış, markayı büyük bir maddi çıkmaza sokmuştu.
Enzo Ferrari bu zor zamanları atlatmak adına bir İtalyan mafyasından borç para aldı. Borcu geri ödeyemeyen Ferrari için bedel çok ağır oldu. Borç aldığı para yasa dışı bir yerden geldiği için hukuksal olarak bir şey yapamayan Enzo Ferrari, mafyanın oğlunun ölümüne yol açmasıyla büyük bir hüsrana uğradı. Kimi kaynaklar Dino Ferrari’nin zehirlenerek öldürüldüğü söylese de farklı görüşler hala ortaya atılmaya devam ediyor.
Enzo Ferrari, oğlu Dino’nun hayattan koparılışına ithafen, “Ferrari Dino” serisini yarattı.
Ferrari’nin Satılması
Ferrari, maddi sıkıntıların ardı arkası kesilmeyince şirket hisselerinin bir kısmını 1969 yılında, %90’lık kısmını ise 1988’de bir başka otomobil devi olan Fiat’a sattı.
Neredeyse tamamı Fiat’a satılan Ferrari, geçmişte başardığı yeniliklere ivme kazandırmaya devam etti. 1984 yılında Enzo’nun yakın arkadaşı Battista Farina’nın oğlu Sergio Pininfarina’nın çizdiği ve tüm zamanların en güzel tasarımı olarak nitelendiren Ferrari Testarossa adeta satış rekorları kırdı.
Şirket, 40. Yılını kutlamak amacıyla F40 modelini yarattı. Bu modelin Enzo Ferrari’nin en beğendiği model olduğu söyleniyor.
Enzo Ferrari’nin Özel Yaşantısı
Hızın ve lüksün babası Ferrari’nin Alfa Romeo’da çalıştığı dönemlerde, katıldığı yarışlardan birinde şampiyonluk ödülünü Kontes Paoline Baracca’nın elinden aldı. Bu esnada kontesin orada bulunan kızı Laura Dominica Garello, Enzo’nun dikkati çekti. Bir zaman sonra hayatlarını birleştiren bu iki genç ilk Alfredo Dino Ferrari adını verdikleri çocuğunu kucaklarına aldı.
Ancak, Enzo’nun bu evliliği ilk günkü heyecanını maalesef koruyamadı. Eşi Laura ile arasında kültürel açıdan oldukça fark olan Enzo, mutluluğu dışarıda aramaya başladı.
Lina adındaki genç kadından evlilik dışı bir oğlu daha oldu. Piero adındaki bu çocuk yıllar sonra Ferrari ailesine kabul edildi.
90 yıllık ömründe savaşlar, fakirlik ve dışlanmışlıklar yaşayan Enzo Ferrari, bunların karşısında pes edip geri çekilmek yerine, hırsla mücadele etmeyi ve hayallerini gerçekleştirmeyi tercih etti. 1988 yılında hayata gözlerini yuman Ferrari ardında kendi adını verdiği dünya devi bir otomobil markası bıraktı.