Ben Suda Kaybettiklerimi Sudan Geri Kazanacağım
Ben Suda Kaybettiklerimi Sudan Geri Kazanacağım, Bir hikayeniz var mı? Ahmet Serdar Demir’in var… Şüphesiz bu röportajı okurken Şems’in şu sözleri aklınıza gelecek: “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme; Nereden bilebilirsin, hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”
“BEN AHMET SERDAR DEMİR…”
“Yaşam İçin Şükretmem Gerektiğini Anladım” Hayata nasıl bir pencereden bakıyorsunuz?
Hayata bakış açımı değiştiren aslında yaralanmamdı. Sağlıklı iken birçok şeyin değerini bilmez önemsemez ve vurdumduymaz bir hayat yaşardım.
Yaşanılan bu olaylar aslında hayatın ne kadar önemli olduğu, değer verdiğin şeylere ilgi göstermem gerektiğini, bir şeylerin değerini kaybetmeden anlamam gerektiğini gösterdi. Size verilen yaşam için şükretmemiz gerektiğini anladım.
Aslında spora talihsiz bir deneyim sonucunda başlamış oldunuz. Okurlarımız için başınızdan geçenleri kısaca anlatmak ister misiniz?
Ben, Ahmet Serdar Demir. 28 yaşındayım. Doğma büyüme İstanbulluyum. 17 yaşıma kadar bende sağlıklı bir bireydim. 17 yaşımda Balıkesir’e ailemle tatile gittik. İskeleden denize 15 gün boyunca defalarca aynı şekilde ve aynı yerden suya atladım. Tatilin son günü aynı yerden aynı şekilde suya ağladığımda kafamı kuma çarptım ve boynumu kırdım. Artık su mu çekildi yoksa alın yazısı mı dersiniz orası size kalmış. Boynum kırıldıktan sonra boyundan aşağı bütün vücudum felç kaldı, bilincim açık suyun altında hareketsiz bir şekilde kurtarılmayı bekledim. İki küsur dakika suyun altında nefesimi tuttum ancak sudan cansız bir şekilde çıktım. Şans eseri plajda bir doktor ve hemşire vardı. İlk yardımımı yapıp beni tekrar hayata döndürdüler. Sonrasında boyun ameliyatım gerçekleşti boynuma platin takıldı ama bir problemim daha vardı ciğerlerim su toplamıştı ve 8 ay boyunca yoğun bakımda nefes alamadığım için entübe bir şekilde kaldım. Daha sonrasında da fizik tedavi serüvenim başladı. 8 sene boyunca çeşitli illerde fizik tedavi hastanelerinde tedavi gördüm. Ve üç senedir de profesyonel olarak yüzüyorum.
“EN ZORU TEKRAR SUYA GİRMEKTİ”
“YÜZMEYE BAŞLAMADAN ÖNCE KENDİMİ DEĞERSİZ HİSSEDERDİM”
Bu talihsiz olay sizi hayatın başka bir boyutuna taşıdı. Sporu size açtığı yoldan bahseder misiniz?
Geçirdiğim kaza hayata olan bakış açımı tamamen değiştirmişti. Hayatın önemini anlamını ve sağlığın ne kadar değerli olduğunu anladım.
Ben yüzme sporuna, rehabilitasyon amaçlı gittiğim hidroterapi havuzundaki eğitmenimin beni milli takım antrenörü DR. Duran Arslan’a yönlendirmesi şeklinde oldu. Engel derecemin yüksek olması aslında yüzme sporu için elverişli değildi. Yüzmeyi öğrenene kadar birçok boğulma tehlikesi atlattım. Ve en zoru da suda kaza geçirip felçli kalmama rağmen tekrar o suya girebilmekti. Suda bu tramvayı geçirip tekrar suya girmek çok korkutucuydu. Tabii ki sporu profesyonel yapmak zordur. Haftanın altı günü antrenmanlar, kas ağrıları, bıkkınlıklar, motivasyon düşüklükleri, yapamayacağım başaramayacağım korkusu bunları aşmak çok zordu. Bir de çok büyük bir engelin var buna rağmen spor yapmak daha da zor. Ama hepsinin üstünden azimle zamanla pes etmeden geldim tabii ki. Yüzme sporuna başlamadan önce kendimi çok değersiz ve boş
hissederdim. Hayattan uzaklaşmış dışlanmış hissederdim. Ama spor hayatım başladıktan sonra bana birçok kapı açıldı. Üniversite hayatım başladı, vücut geliştirme sporuna dahil oldum hatta dans bile etmeye başladım. Üniversitelere davet edildim hayatımı öğrencilere anlattım. 100’e yakın madalya ve başarı kazandım. Ve hatta spor camiasında tanındıktan sonra LCW giyim markasından da mankenlik teklifi aldım. Spor benim tam anlamıyla hayat standartlarımı artırdı. Şartlarımı iyileştirdi. Ve sosyal, mental ,fiziksel açıdan tam anlamıyla geliştim.
Yüzme branşında ilk elde ettiğiniz derecede neler hissettiniz?
Ben ilk müsabakama iki milli sporcu ve 2 profesyonel sporcu ile girdim. Ve ilk başarımda Türkiye 2. si olmuştum. İlk yarışımda milli sporcuları geçmek beni çok azimlendirmişti aslında. Dedim ki Serdar bu senin ilk yarışın ama onları geçebiliyorsun, sen en iyisi olabilirsin demiştim kendime ve oldu da tabii 🙂 Aslında spor yapmak istikrarlı, disiplinli ve çok fazla emek zaman isteyen bir iştir. Kolay değildir herkes dayanamaz bu tempoya, ama inanın kürsüde o madalya boynunuzdan aşağı takılıyor ya işte o zaman o zorluklar, uykusuzluklar ağrılar vs. hiçbiri kalmıyor. İlk müsabakama girdikten sonra kendime bir söz verdim dedim ki; Ben suda kaybettiklerimi sudan geri kazanacağım… Emek verip karşılığını almak kadar güzel bir şey yok.
Fitness şampiyonalarında da sizi gördük. Bu iki branş haricinde başka spor dalı ile ilgileniyor musunuz?
Fitness ve yüzme sporunu profesyonel olarak yapıyorum. Aynı zamanda hobi olarak da modern dans yapıyorum. Cemal Reşit Rey Gösteri Merkezi’nde ufak bir dans partnerim ile gösteri vermiştim.
Şimdi geldiğiniz nokta da onlarca derece ve şampiyonluklara imza attınız. Tüm bunlara dönüp baktığınızda sizi hangi yönde beslediğini düşünüyorsunuz?
Ben kaza geçirdikten sonra fiziksel olarak yaralandım evet ama bu işin bir de psikolojik yönü vardı. Dışarı çıkmaktan utanırdım, insanların bana bakışları beni çok rahatsız ederdi ve kendimi çok değersiz, işe yaramaz hissederdim açıkçası. Spor ve kazandığım başarılar özgüvenimi yerine getirdi. İnsanların bana saygı duymasını sağladı. Spor kesinlikle her insanı sosyal, fiziksel ve mental açıdan geliştiren bir araçtır. Bu başarılar bana üniversite kapılarını da açtı aynı zamanda. Rumeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde hem sporcusu hem öğrencisiyim. Ve bu başarılar beni üniversitelerin SKS bölümlerinin düzenlediği programlara davet edilme şerefine de ulaştırdı. Yani kısacası kazandığım bu başarılar mentalitemi güçlendirip hayatta ne kadar zorlukla engelle karşılaşırsak pes etmeden sorunlarla savaşıp galip gelmeyi öğretti. Bu başarılar beni fiziksel ve sosyal
olarak en iyi şekilde beslemiştir.
Benim Hayallerim Çok
Hazırlandığınız müsabakalar var mı?
6-7 Aralık tarihleri arasında Konya’da düzenlenecek olan Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun hazırladığı Türkiye Şampiyonası ve
Milli Takım seçmelerine hazırlanıyorum. Avrupa ve Dünya Şampiyonası barajları geçildiği takdirde uluslararası müsabakalara hazırlanmaya
başlayacağım.
Keşke dediğiniz neleriniz var?
Keşke dediğim bir şey yok. Keşke boynumu kırmasaydım demiyorum. Bu yaralanmam hayatımı yaşamama engel olmadı. Başarılarımdan hayatımdan sevdiğim insanların yanımda olmasından gayet mutluyum.
Şimdi elinizde bir mikrofon olduğunu düşünün ve tüm dünya sizi dinliyor. Neler söylerdiniz?
Bence bu dünyada en önemli şey sağlıktır. Ve bu yüzden insanlar bir şey yaparken 2 kere düşünmeli ve bazı şeylerin değerini kaybetmeden
bilmeliler. Hayatlarında değer verdikleri insanları mutlu etmelerini, hayatın değerini bilip, yapacakları işleri yarın yaparım deyip ertelememelerini
söylerdim. Aslında tekerlekli sandalye kullandığım için, insanların biraz daha anlayışlı, empati yapabilmeleri, öncelik tanımalarını ve merhamet sahibi olmalarını söylerdim. Sanırım bir de bundan sonra yapılacak her yer engelli bireylere uygun bir şekilde yapılsın derdim.
En büyük hayaliniz nedir?
Aslında her sporcunun hayali en iyisi olmaktır. Zirveyi görebilmektir. Ancak ben hayatımda sporu bir amaç olarak değil de bir araç olarak kullandım. Benim birçok hayalim var; Öncelikle insanların engelli bireylere ön yargıyla yaklaşmadığı, geri planda bırakmadığı ve engel olmadıkları bir dünya istiyorum. Spor hayatımda adımı Avrupa’ya yazdırmış clasmanımda en iyisi olmak istiyorum. Özel hayatta ise herkesin hayalidir aile kurmak; güzel bir iş, mutlu bir aile hayallerimden biridir.
Şu anda bir giyim markasının mankenisiniz. Bu koleksiyondan biraz bahseder misiniz?
LC Waikiki markasının mankeniyim. Engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmak üzere tasarlanan bu koleksiyon hem trendlere uygun hem de engelli bireylerin ihtiyaçlarını karşılayacak fonksiyonellikte tasarlandı. Kadın, erkek, çocuk ve bebekler için hazırlanan 40 parçalık bu özel koleksiyonda:
Dıştan düğme görünümünde, içerisinde cırt bant bulunan gömlekler. Tekerlekli sandalye kullanan kişiler için diz bölgesinde tutma aparatı bulunan pantolonlar. Belindeki cırt bantlar sayesinde düğmesiz ve fermuarsız şekilde giyilebilen denimler. Yakası cırt bantlar sayesinde kolayca açılarak giyilen tişörtler. Protez ve atel kullananlar için paçası açılabilir denimler mevcut.