Fobilerden Kurtulmak İçin Önce Kendinize Güvenin
Fobilerden Kurtulmak İçin, Tarif edemediğimiz korku ve panik halinin tıptaki karşılığı fobi üzerine Uzman Klinik Psikolog Buğra Serdaroğlu tüm detayları ile sizin için anlattı.
Öncelikle fobi kelimesinin tam ve doğru tanımı nedir?
Fobi, bir nesneye, yere, duruma, duyguya veya canlıya karşı hissettiğimiz yüksek ve zayıflatıcı bir korku olarak tanımlanıyor. Ancak fobiler korkulardan daha belirgindir. Fobiler, bir kişi, durum ya da nesne hakkında abartılı ve gerçekçi olmayan bir tehlike duygusuna sahip olduğumuzda gelişir. Mesela size doğru koşan saldırgan bir köpekten korkmanız normal. Çünkü hayatınız tehlikede. Ancak tasmalı, sevimli bir köpek gördüğünüzde paniğe kapılırsanız bu bir fobi.
Bir fobi sahibi olduğumuz nasıl anlarız? Doğuştan mıdır? Sonradan mı oluşur?
Özgül fobiler en yaygın kaygı bozuklukları arasında; ancak fobilerin asıl nedeni hakkında hala çok şey bilinmiyor. Yine de bu soruyu 3 başlığa indirgeyebiliriz:
- Olumsuz Deneyimler: Pek çok fobi, belirli bir nesne veya durumla ilgili olumsuz bir deneyim veya yüksek düzeyde panik yaşamanın bir sonucu olarak gelişir.
- Genetik ve Çevre: Kendi fobiniz ile ebeveynlerinizin fobisi veya kaygısı arasında bir bağlantı olabilir. Bunun sebebi genetik de olabilir, öğrenilmiş bir davranış da…
- Nörolojik Fonksiyon: Beynin işleyişindeki değişiklikler de belirli fobilerin gelişmesinde rol oynayabiliyor.
Sizce bu rahatsızlığın toplum görülme sıklığı son yıllarda daha da artış gösterdi mi? Sebepleri nelerdir?
Fobilerin görülme sıklığı hakkında güncel verilere sahip değiliz. Ancak evlerimizde arkadaşlık ettiğimiz hayvanların geçmişe oranla çok daha fazla olduğunu düşünürsek “hayvan fobilerinin” daha nispeten daha az görüldüğünü söylememiz sanırım yanlış olmaz. Kaldı ki yaşça büyük olan kimseler de evlerinde evcil hayvanların kendilerine eşlik etmesini istemek için bizden yardım istemesi de bu düşünceyi doğruluyor. Yine de birçok risk faktörü fobilere yakalanma riskinizi artırabilir.
- Fobiler, ilk olarak çocuklukta, genellikle 10 yaşından küçükken ortaya çıkabilir, ancak yaşamın ilerleyen dönemlerinde de karşılaşabiliriz.
- Ailenizden birinin belirli bir fobisi veya kaygısı varsa, sizin de geliştirmeniz daha olasıdır. Bu kalıtsal bir eğilim olabilir veya çocuklar, bir aile üyesinin bir nesneye veya duruma karşı fobik tepkisini gözlemleyerek belirli fobileri öğrenebilirler.
- Normalden daha hassas, daha çekingen veya daha negatifseniz riskiniz artabilir.
- Asansörde mahsur kalmak veya bir hayvanın saldırısına uğramak gibi korkutucu bir travmatik olay yaşamak, belirli bir fobinin gelişimini tetikleyebilir.
Toplumda adı bilinmeyen ama sık görülen fobiler nelerdir?
Ülkemizde en az 8 milyon kişinin fobilerden muzdarip olduğu tahmin ediliyor. Bunlardan en yaygınları örümcek, yılan, yükseklik ve uçma korkusu… Ancak birçok garip fobi de var.
- Turofobi: Peynirin yanına dahi yaklaşamayacak kadar peynirden korkma.
- Omfalofobi: Başkalarının kendi göbek deliğine yaklaşmasına tahammül edememe veya başka birinin göbek deliğine bakamama.
- Nomofobi: Bu fobi türü özellikle genç nesil arasında yaygın hale gelmeye başladı. Cep telefonsuz veya internetsiz kalma korkusu olarak tanımlayabiliriz.
- Ablutofobi: Yıkanmaktan veya banyo yapmaktan korkma. Birkaç yüz yıl önce Avrupa’da birçok insan bu fobiye sahipti.
- Somnifobi: Uyuma veya uykuya dalma korkusu. Buna benzer birçok fobi var diyerek daha fazla uzatmayayım.
Aşırı korku kişide ne gibi sorunlara yol açar?
Ara sıra korku yaşamak normal hayatın bir parçası. Ancak günlük hayatta yoğun, aşırı ve sürekli bir korku yahut endişe yaşamak “kaygı problemlerini” de beraberinde getirebilir. Bu korku ve kaygı duyguları günlük aktivitelerinizi etkileyebilir. Kontrol etmesi zor, gerçek tehlikeyle ilgisiz olabilir ve uzun sürebilir. Hatta bu duyguları önlemek için bazı yerlerden veya durumlardan kaçınabilirsiniz. Sonuç olarak aşırı korku bir anksiyete belirtisine işaret edebilir.
Kişinin gerçek olmayacak hikayeler kurgulaması, kabul edilemez düşünceler üretmesi, engel olamadığı, trenin önüne atlamak gibi düşünceler de bir fobi göstergesi mi?
Kişinin gerçek olmayacak hikayeler kurgulaması, kabul edilemez düşünceler üretmesi, çok sık gergin veya huzursuz hissetmek, tehlike, panik veya yok olma duygusuna sahip olmak, hızlı kalp atışı ve hızlı nefes alma, fazla düşünme veya konsantre sorunları, endişeleri dizginlemekte zorlanma ve kaygıyı tetikleyen şeylerden kaçınma dürtüsüne sahip olmak da yaygın anksiyete belirtilerinden. Yani bunların tümüne yine “kaygı problemleri”
olarak bakabiliriz. Bu tür problemler yaşıyorsanız alanında uzman bir psikolog veya psikiyatristten yardım istemelisiniz. Çünkü endişeleriniz kendiliğinden geçmeyebilir ve yardım istemezseniz zamanla daha da kötüleşebilir. Bu tür belirtileri yeni yaşıyorsanız erkenden yardım almalısınız.
Çünkü erkenden yardım almak tedavi sürecinizi kolaylaştıracaktır.
Uyurgezerlik, karabasan diye adlandırılan uyku halinden uyanamama durumları, uykuda konuşma gibi gece yaşanan hadiseler de bu alanı kapsıyor mu?
Uyku problemleri, fobilerden biraz daha farklı. Birçok araştırma, majör depresif bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluğu veya madde bağımlılığı olan kişilerin, psikolojik problemler yaşamayan kişilere göre çok daha fazla uyku problemi yaşadığını ortaya koyuyor. (Özellikle uyurgezerlik). Ancak “uyku problemi yaşayan bireyler mutlaka ruh sağlığı konusunda sorunlar yaşıyordur” dememiz de pek doğru değil. Uyku apnesi yaşayan, kronik uyku yoksunluğundan muzdarip ya da bir tür hastalık geçiren insanlar da kısa süreliğine bu tür uyku sorunları yaşayabilirler.
Nasıl başa çıkılır? Korkuların üstüne gitmek mi kabullenmek mi doğru?
Bu konudaki en iyi ve en doğru yol alanında uzmanlaşmış bir psikoloğa görünmek. Ancak ‘yüzleşme’ olarak bilinen bir teknik var ve bu tekniği kendiniz de deneyebilirsiniz. Bu teknik korkularının kaynağıyla yüzleşme gerçekliğine dayanıyor. Şimdi bir örümcek fobinizin olduğunu düşünelim. Örümcek fobisi olan biri bu kelimeyi duyduğunda bile kaygının tüm belirtilerini yaşar, heyecanlanır ve olumsuz duyguları harekete geçer. Bu yüzden
önce bu canlıyı hayalinizde canlandırın. Ardından örümceğin uzaktan size doğru yaklaştığını düşünün. Bu durumda yüksek düzeyde kaygı ve endişe yaşayabilirsiniz. Ancak unutmayın, bu korku yüzünden kaygılanıyorsunuz ve korkmamak adına o anda o canlıyla yüzleşiyorsunuz. Kaygılandığınızda
gözlerinizi açın ve yatıştıktan sonra tekrar deneyin. Bu şekilde heyecanınızın azaldığını hissedene kadar devam edin.
Hayal ettikten sonra bilgisayar ya da telefonunuzdan sevimli; ancak gerçek bir örümcek görsel bulun ve resmi çıktı olarak alın. Artık bir böcek resminiz var. Ardından bu resmi uzaktan yakına doğru heyecanınız azalana dek izleyin. Hatta fotoğrafa dokunmayı deneyin. Şimdi sıra temas etmeye geldi. Bir yakınınızdan daha önce ölmüş olan bir böceği uzaktan size doğru getirmesini rica edin. Yakınınıza geldiğinde ise ona dokunmayı deneyin. Ancak bunları yaparken yanınızda biri olması, bir şeylerin ters gitmesi durumunda yanlış bir şey yapmamanız ya da yaralanmamanız adına çok önemli. Tüm bunların yanı sıra fobik atak sırasında kendinizi sakinleştirmeyi, heyecanınızı ve nefesinizi kontrol etmek için çeşitli egzersizler öğrenebilirsiniz. Unutmayın, fobilerden kurtulmayı düşünmeden önce kendinize güvenmelisiniz. Belki de bu sayede hayatınızdaki birçok sorunu çözmek için önemli bir adım atmış olursunuz.
Son olarak sizi de tanımak isteriz…
Ben Buğra Serdaroğlu. 1994 yılında Denizli’de doğdum. Üniversiteye kadar eğitimimi bu şehirde sürdürdüm. Lisans eğitimimi Yeditepe Üniversitesi, yüksek lisans eğitimimi Kent Üniversitesi’nde tamamladım. Bugüne dek birçok klinikte çalıştım ancak şu sıralar kendi kliniğimde danışan kabul ediyorum. Ayrıca “yeni medya” alanında da çalışmalar yapıyorum. Şu an hali hazırda GZT bünyesinde içerikler üretiyorum ve insanların psikolojiye olan ilgi ve bilgisini geliştirmeye yönelik içerikler oluşturmaya gayret ediyorum.